Ayşegül ile 2011 yılında başladığımız, zaman zaman uzun aralar vererek ilerlediğimiz koçluk görüşmelerinin hikayesini ve kendisinin adım adım neleri başardığını bu bölümde okuyabilirsiniz. Bu yazılar, bölümler halinde farklı mecralarda yayınlandı.

Merhaba dostlarım,

Son üç yıldır tamamen değiştirdiğim yaşamımda şimdi yeni bir eşikteyim. 15 yıldır aldığım kiloları artık vermek istiyorum. Beni anlayan, zorlamayan ve çok sevdiğim bir diyetisyenle de çalışmama rağmen hafifleyemedim. Bu meselenin sadece diyet reçeteleriyle çözümlenemeyeceğinin farkındayım. Bu nedenle yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu ile bu hafta ilk görüşmemizi incelme konusunda yapmaya karar verdik.

Bilmiyorum siz hiç yaşam koçuna gittiniz mi? Hakan, görüşmelerden önce bana bir görüşme öncesi formu gönderiyor. Bu formu doldurmak insana iyi geliyor. Çünkü insan ne istediğini düşünüyor, fark etmediklerini fark ediyor ve kendisine minik bir özet yapıyor. Benim özetimde de şu sonuç çıktı: Yakın gelecekte yaşam koçumdan beklentim; kilo verme, kitap yazma, kazançlarımı artırma ve doyurucu bir kadın erkek ilişkisi yaşama konularında bana destek olması.

İlk görüşmemiz, Hakan’ın "Kilo verince ne olacak, neden kilo vermek istiyorsun" sorusuyla başladı. Gerçi benim soruyu algılamam on dakika kadar sürdü ve Hakan sorusunu birkaç defa tekrar etmek zorunda kaldı. Çünkü zihnim soruyu algılamadan aklımdaki zayıflama sebeplerini sıralıyordu: "Enerjik olmak istiyorum" dedim. "Bana göre zayıflamak demek, hafiflemek daha enerjik olmak" dedim. Hakan, "Hayır sorumun cevabı bu değil" dedi. Sadece enerjik olmak istiyorsam, besin takviyeleriyle enerjimi artırabileceğimizi, öyleyse zayıflamaya ne gerek olduğunu sorunca kalakaldım, haklıydı. Öyleyse bir insan neden zayıflamak ister, bu sorunun cevabı için bayağı derinlere gitmek gerekiyor, yani iç sesimizi duyana kadar!

Fotoğraf çektirmek istemiyordum. O kadar da çirkin değilim arkadaşlar, hatta fıstık gibi olduğumu düşünen çok hayranım var. Ancak ben "bu haldeyken" fotoğraf çektirmek istemiyordum. Görüntümü beğenmiyordum, çirkin olduğumu düşünüyordum. Hakan bunların hepsinin zihnin yarattığı düşünceler olduğunu ve yazdığımız hikayelere nasıl kayıtsız şartsız inandığımızı bir kez daha gösterdi bana. Kendimizle ilgili ne kadar çok yanlış teşhisimiz olduğunu böylece fark ettim. Soruyu kendi içimize, gönlümüze sorduğumuzda, cevaplar değişiyordu. Benim cevaplarım arka arkaya gelmeye başladı: İstediğim gibi giyinebileceğim, istediğim gibi süsleneceğim, istediğim gibi spor yapacağım. Ancak bu cevaplarım da yaşam koçuma yeterli gelmedi. Soru şuydu: Kilo verince ne olacak? Cevap istediğim gibi giyineceğim ise, soru sormaya devam, istediğin gibi giyinince ne olacak, daha güzel görüneceğim, daha güzel görününce ne olacak? İşte kilit buradaydı.

Zaten ben de oradaki kapalı kutuyu açmıştım artık. Kilo verdiğimde ne elde edeceğimi, neyin peşinde olduğumu sordu Hakan. Yani kilo verme isteğimde, farkında olmadığım bir menfaatim vardı ve bu kolaylıkla sıraladığımız sebeplerden biri değildi bu. Ego, menfaati nedeniyle kiloları koruyor veya kiloları vermek istiyordu. Ne demek istediğimi birazdan daha net göreceksiniz.

Hakan'ın neden zayıflamak istiyorsun sorusuna dönecek olursak, cevaplarım gelmeye başladı: Zayıflamak istiyordum, çünkü beğenilmemekten korkuyordum. Kabul görmemekten endişe ediyordum, çünkü dostlarım beni yıllarca incecik, çok güzel tanımışlardı, tanımlamışlardı. Zaten olabildiğince onlarla da buluşmak istemiyordum. Herkesten "Aaa ne oldu sana böyle, ne kadar çok kilo almışsın" cümlelerini duymaktan da yorulmuştum. Peki ne olacağından endişe ediyordum? Dostlarımın beni beğenmeyeceklerini, aralarına kabul etmeyeceklerini ve kabul görmeyerek yalnız kalmaktan korkuyordum. Gördüğünüz gibi sıradan gibi görünen zayıflama hevesim, bir anda ciddi bir korkuya bağlandı, "çirkinliğim" sebebiyle insanların beni aralarına almayacağına ve yalnız kalacağıma emindim!

İşte o an fark ettim nasıl bir yanılsama içinde olduğumu. Ben hayatı bir bütün olarak görüyorum, yalnız ve desteksiz olduğumuzu düşünmüyorum. Evrenin tüm gücüyle yanımda olduğunu defalarca tecrübe ettim. Her insanın çok özel, benzersiz olmasına karşın insanlığın ve tüm kainatın aslında tek bir hücre gibi bir olduğunu da bilerek yaşıyordum. Ancak zihnim, bana oyun oynamıştı. Kilo aldıkça, yalnız kalacağımı fısıldamıştı kulağıma, ben de sorgusuz sualsiz kabullenmiştim bu durumu.

Bu konuya yeni bölümde devam edeceğiz. Merak ettiğiniz tüm soruları sorabilirsiniz.

Sevgilerimle,

Yorum yazmak için lütfen üye girişi yapın.

Ayşegül'e Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresinden ulaşabilirsiniz.