Ayşegül ile 2011 yılında başladığımız, zaman zaman uzun aralar vererek ilerlediğimiz koçluk görüşmelerinin hikayesini ve kendisinin adım adım neleri başardığını bu bölümde okuyabilirsiniz. Bu yazılar, bölümler halinde farklı mecralarda yayınlandı.

Zaman inançları sorgulama, parayla ilgili engelleyen inançlardan arınma zamanı.

Merhaba arkadaşlar,

Yaşam koçuyla yolculuğumda artık 2. duraktayız. Yani bugün ikinci görüşmem var. Bedenimi dik tutamıyorum ama o kadar merak ediyorum ki, hasta bir halde bilgisayarın başına oturuyorum. Sempatik yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu karşımda: "Eğer kendinizi kötü hissediyorsanız daha sonra devam edelim" diyor. Yok, acelem var!

Hasta olmama hiç şaşırmadı. "Tuttuklarınızın boşalması halidir, çok sık görürüz bu durumu" demez mi? Meğer insanlar gerçekten değişmeye karar verdiklerinde, zihnen, ruhen ve bedenen zorlanırlarmış. Oysa ben zannediyordum ki, Hakan Bey'le, karşılıklı oturacağız, yeşil çay, kahve içeceğiz, güleceğiz, o arada her şey düzelmiş olacak. İnanın, neredeyse ağlayarak geçirecektim ikinci görüşmeyi. Ama hepsi çok olağanmış. Bu sefer sevindim tabii, demek ki doğru yoldayım.

İkinci görüşmede artık yüzleşme başladı. Kendimizle yüzleşiyoruz. Size paraya dair inançlarımı yazmıştım. Peki nereden geldi bu inançlar? Benim egom nasıl kodladı bunları? Yaşam koçum yüzleşmeyle birlikte, "Artık bahçeyi temizleriz" dedi. Paraya dair inançlarımı tek tek sorgulamaya başladık. Mesela, "kazanabileceğim paranın sınırı var" kodunu ben nasıl yerleştirmiştim, bulamadım. "Para çok çalışarak, elde edilir" kodu sanırım sizlere de tanıdık geliyordur. Türkiye'de yaygın olarak paylaştığımız inançlardan biri.

Yaşam koçum, inançlarımın altında yatan kanıtları bulmaya çalıştı. Daha doğrusu sorularıyla bulmam için görüşmeyi yönetti. Kanıt bulmak zordu, deneyimlemediğim pek çok şeyi kodlayıp, onlara sıkı sıkıya inanmıştım. Neden? Belirsiz! İşsiz kaldığım bir dönemi konuştuk. O dönem ben de "ortada kalırım" korkusu gelişmişti. Ben bu duyguyu orada hapsetmişim ve şartlar değiştiğinde de inançlarımı sorgulamadığım için o duygu hâlâ canlı bir şekilde bilinçaltımda duruyormuş.

Çalışma hayatında paraya dair yaşadığım bazı olaylar bende suçluluk duygusu yaratmış ve kendime güzel bir hapishane yaratmışım. Kendime ağır cezalar da vermişim. Üstelik bunun farkında olmadığım için cezam müebbete dönmüş. Sizin de gördüğünüz gibi ikinci görüşmem, ilk görüşmeye göre hayli farklı. Hemen tespitler, farkındalıklar, yüzleşmeler, tıkanıklıkları açma çalışmaları başladı. Ayrıntıları anlatmaya devam edeceğim.

Hepinizi seviyorum.

Yorum yazmak için lütfen üye girişi yapın.

Ayşegül'e Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresinden ulaşabilirsiniz.